82. yıl dönümünde Dersim 1937-38 Tertelesi’nde/Soykırımı‘nda hayatını kaybeden Canlar, Stuttgart Alevi Kültür Merkezi’nde 05.05.2019 tarihinde düzenlenen anma etkinliğinde anıldılar.
Dersim 1937-38 Tertelesi‘nde hayatını kaybeden Canlar anısına Stuttgart Alevi Kültür Merkezi(SAKM)‘nde düzenlenen anma günü etkinliğinde açılış konuşmasını yapan Ali Kılıç, Dersim Tertelesi hakkında bir sunumda bulundu. Daha sonra ise SAKM Post Dedesi Ahmet Demir Dede‘nin verdiği gülbenkin ardından, arzu eden canlar da Dersim Tertelesi‘nde hayatını kaybeden canların anısına Delil uyandırdı.
Anma Günün’de sahne alan Ozan Rençber ise Dersim Tertelesi‘nde hayatını kaybeden Canların anısına birbirinden hüzünlü zazaca ağıtlar okudu.
Anma Günü‘nünde Hakkı Şahin’in yönettiği panele ise konuşmacı olarak, AABF-GYK Üyesi Togay Işıklı, Tarihçi – Yazar Ali Kaya ve SAKM Başkanı Fevzi Çelik katıldılar.
SAKM adına selamlama ve günün önem ve anlamı hakkında kısa bir konuşma yapan SAKM Başkanı Fevzi Çelik, 82. yıldönümünde Dersim 1937-38 tertelesi‘nde hayatını kaybeden canları, saygıyla andığını belirterek, Dersim’deki orman yangınları nedeniyle katledilen doğaya da dikkat çeken Çelik, Dersim’deki denetimler nedeniyle bir nevi sıkı yönetimin pratikte halen devam ettiğini dile getirdi.
AABF-GYK Üyesi Togay Işıklı ise, Dersim soykırımı’nın diğer katliamlardan farklı olduğunun altını çizerek, soykırımların da katliam olduğunu, fakat her katliamın soykırım olmadığını özellikle belirtti. Işıklı, böylesi günlerin tamamen bir yas günü olarak değerlendirilmesi gerekiyor diyerek, böyle günlerde halen düğün ve eğlencelerin yapılmasının doğru şeyler olmadığını ve bugünlere yakışmayan şeyler olduğunu söyleyerek, böylesi günlerde çok hassas olmalıyız, kendi propagandalarımız için kullanmamamız gereken günlerdir dedi. Tarihte Dersim‘de ve Anadolu‘da yapılan Alevi katliamlarına da değinen Işıklı, özellikle Dersim soykırımı‘ndan sonra ise bu kezde Dersim‘de asimilasyon politikası uygulanmıştır. Ucu kime dokunursa dokunsun, Dersim soykırımı‘nın Başbakanlık‘daki Osmanlı arşivleri‘nin açılarak, tarafsız bilim kurullarınca araştırılarak, gerçeklerin gün yüzüne çıkması gerektiğini belirterek, sonuç ne olursa olsun herkesin gerçeklerle yüzleşmesi gerektiğinin altını çizdi. Almanya’da Dersim soykırımı‘nın tanınması için başlatılan imza kampanyası ile ilgili yapılan girişimler hakkında ise Işıklı şu açıklamayı yaptı; imza topladık, parlementoya verdik; konu‘nun araştırılması için. Fakat bu işler kısa sürede sonuçlanmıyor; yıllarca süren uğraşlar neticesinde sonuca varılabiliniyor. Derdimiz bu konunun bilimsel olarak araştırılması ve devlet düzeyinde tanınmasıdır. Derdimiz ne kin, ne nefret, ne de soykırım üzerinden bir siyasi partiye yüklenmek, ne de bir siyasi propaganda yapmaktır. Bugün bir yas günü, orda yitirdiğimiz canları anıyoruz. Ona uygun davranmamız gerekiyor, dedi.
Tarihçi Yazar Ali Kaya da Dersim tarihi konusunda yaptığı sunumda, Dersim‘in tarihinin taş devri dönemine yani yaklaşık olarak 5-6 bin sene öncesine kadar gittiğini belirtti. Dersim adının kökeni‘nin nerden geldiğini de detaylı olarak anlatan Kaya, Dersim, Gileki (Dimilik) “der” (kapı), “sim” (gümüş), Zazaca’da, Dersimce ise “deyr-sim” sözcüklerinden oluşan bir isim tamlamasıdır. Türkçe’ye “gümüş kapı” olarak çevirebiliriz. MÖ 4. yüzyıldan önce Yunan tarihçi ve coğrafyacılarının Dersim yöresine “DARANİS” adını verdikleri ve Anadolu’ya ilişkin en eski adların başında “Dariaini”ni geldiği belirtilmektedir. Dersim adının kökeni, Hazar denizi’nin güneyindeki Deylem bölgesinde yaşantılarını sürdüren Deylemlilere kadar uzanmaktadır. Moğollar’dan kaçarak batıya göç eden bir kısım Deylemlier’in bugünkü Dersim’e yerleştikleri sanılmaktadır. İşte yurtlarını terk edip, Anadolu’ya doğru göç eden Deylem aşiretlerinin bu bölgede yerleşmesiyle bölgeye kendi adlarını egemen kıldıkları sanılır dedi.
Kaya, Osmanlı kayıtlarında Dersim adının ilk olarak 16. yüzyılda kullanılmaya başlandığını anlatarak, 25 Aralık 1935 tarih ve 2884 sayılı kanun ile ‘Dersim’ olan ilimizin adı özel “Tunceli Kanunu” çıkarılarak ‘Tunceli’ olarak değiştirilmiştir dedi.
Powerpoint üzerinden sunumunu ayrıntılı olarak yapan Kaya, kronolojik olarak Osmanlı döneminden Dersim 1937-38 Tertelesine kadar olan süreci ayrıntılı olarak anlatırken, bazı belgelerde bu askeri harekatın 1939 tarihine kadar devam ettiğini belirtti.
Katılımın bir hayli yoğun olduğu panel soru cevap kısmının ardından sona erdi.